19 Mayıs 2022 Perşembe

ANI | Bir yoldaşı - Zor dönemlerin devrimcisi: Kazım Çelik (2006?)

Zor dönemlerin devrimcisi: Kazım Çelik



"20 Mayıs 1987’de Elazığ Palu’da TKP/ML TİKKO gerillaları ile devlet güçleri ile çıkan çatışmada ölümsüzleşen TKP/ML'nin 3. Genel Sekreteri Kazım Çelik'in, zor dönemlerin yiğit komünist önderinin anısına..."

Yaşamını devrime adayan bir dava adamının yaşamını bütün yönleriyle bir yazıda vurgulamak zor olduğundan ancak belli kesitini, belli yönleriyle vurgulayabilirim.

Kazım yoldaş, gençlik yıllarında parti ile tanıştı ve mücadeleye atıldı. Okulda, Çukurova, Ege, İstanbul ve daha sonra Dersim ve çevre iller gibi birçok yerlerde Parti faaliyeti yürüttü. Girdiği her çevrede kısa sürede hem bir gelişme ve canlanma oluyor, hem de buna paralel kendisi de hızla gelişme gösteriyordu. Ağırbaşlılığı ve olgunluğu ile kitleler ve yoldaşları üzerinde derin bir etki bırakıyordu.

Aynı zamanda oldukça alçak gönüllüydü. Yoldaşları ve kitleler içinde bilgiçlik havasına kapılmazdı. Kitlelerden öğrenmeyi küçümsemezdi, tersine öğrenci olmasını biliyordu. Bilmediği veya vakıf olamadığı şeyleri kitlelere sorar, dinler ve sabırla öğrenirdi. Öğrenci olunmadan, öğretmen olunamayacağını yaşamında gösterir ve yetiştirdiği insanlara örnek olmakla kavratırdı.

Çalışkanlık ve fedakarlık onun bir başka belirgin özelliğiydi. Bu her devrimci ve komünistin vazgeçilmez özelliğidir. Daha önemlisi sınıf bilinçli proletarya davası, Parti, sınıf mücadelesi ve kitlelerin çıkarları karşısında samimiyetin ölçütüdür bu yönler. Yorulmak bilmeyen bir çalışkanlık göstermesi hem kitlelerin sevgisini, güvenini ve desteğini kazanıyor, hem de yoldaşlarının güvenini kazanıyordu. Bu yönüyle de Parti'yi ve yeni kuşakları eğitiyor, örnek oluyordu.

Koşullara teslim olmak yoktu onda. Zorluklar ve olanaksızlıklar karşısında yakınma-sızlanma yoktu. Hiçbir şeyi istediğimiz gibi, hazır bulamayız. Devrimcilik-komünistlik hazır üzerinde hareket etmek, başkalarından beklemek, emek sömürüsü yapmak değil, "yokluk", olanaksızlık içinde yaratmak, değiştirmek, kazanmak ve yükseltmektir.

Disiplin onun bir başka öne çıkan özelliğiydi. Yoldaş sınıfın, partinin, faaliyetlerin ve bir militanın gücü ve başarısının proleter disiplinde yattığının bilincindeydi. Bu disiplin kör, yani bilinçsiz, sadece kuralların ve zorun hissettirildiği oranda süren bir "disiplin" değil, proleter ideolojik birlik üzerinde süren, gönüllü ve bilinçli bir disiplindir. Çelik disiplindir. Kendisine verilen görevleri ne olursa olsun sıkı disiplin içinde zamanında yerine getirmeye çalışma ruhu içinde hareket ediyordu.

Yeraltı çalışmasının zorunluluğunun bilinciyle illegaliteye titizlikle önem verme, elinden geldiği kadar yeraltı faaliyetini sağlamlaştırma, prensipli çalışma vb. onun başka örnek özellikleriydi.

Kolay ya da zor hiçbir görevden kaçmaması onun bir başka öne çıkan özelliğiydi. Görev, alan vb. seçmeyi sevmezdi. Böyle bir seçmeciliğin ideolojik bir zayıflık olduğunu ve onun dışa vurumunun olduğu bilinciyle hareket ederdi. Her kadro ve militan yetenek ve daha verimli olabileceği bir göreve özenebilir. Ancak buna rağmen parti ve mücadelenin ihtiyacı nerede ise oraya verilmesi her türlü işe hazır olması gerektiğinin bilincini taşıması gerekir. Kazım yoldaş böyle bu düşünceyle şekillenmiş olarak parti ve mücadelenin hiçbir görevinden uzak durmadı. Faaliyet süresince birkaç defa polisin eline geçti, her seferinde sınıf bilinci ve kiniyle direndi. Komünist bir kararlılıkla davaya sadık kaldı.

Kazım yoldaş en son Proletarya Partisi'nin 2. Konferansı döneminde, alt konferanstan sonra esir düştü. Sahte kimliği üzerine diretti ve düşman bir şey çıkaramadı, bırakmak zorunda kaldı.

O sürede biten Merkezi Konferans'ta 2. MK'ya seçildi. 1981 yazında peş peşe alınan ağır kayıplardan sonra Kazım yoldaşın sorumlulukları daha da ağırlaşıyordu. Kayıplardan sonra SB'de yer aldı. Ve 82 baharında MK'yı güçlendirmeden sonra oluşturulan askeri komisyon sekreterliğine getirildi. 83’teki kayıplardan sonra Parti Genel Sekreterliğini üstlenmek durumunda kaldı. '87 20 Mayıs'ında şehit olana kadar da bu görevini sürdürdü.

Kazım yoldaş Askeri Faşist Cunta dönemi ve onun terörünün bütün hızıyla sürdüğü çok zor bir süreçte Partinin en ağır bir görevini üstleniyordu. Ama o bundan hiçbir zaman en ufak bir şekilde yakınmadı.

12 Eylül açık faşist diktatörlüğünün bütün kitleler üzerinde azgın terör estirdiği, tabii en başta devrimci ve komünist harekete karşı çok yönlü saldırılar yönelttiği, devrimci saflarda özellikle küçük burjuva kökenlerden gelen ideolojik olarak zayıf, kararsız, sallantılı, çürümüş vb. öğelerin safları hızla terk ettiği veya düşmanın eline düşmesiyle Partiye kitlelere ağır zararlar verdiği, böylece partinin kan kaybettiği, hareket alanının daraldığı güvensizliklerin geliştiği kitle hareketlerinden düşüş olup, devrimci hareketin ve durumun gerilediği, bütün devrimci hareketlerin tasfiyecilik sürecine girdiği, saflarımızda da geliştiği (buna dünyada devrimci durumun gerileme süreci de eklenirse) Partinin ağır sarsıntılar yaşadığı bir koşulda bu görevi üstlendi.

Bu koşullarda kırsal alanı ve gerilla faaliyetini terk etmedi. Kaptanların, hele hele en zor süreçte geminin dümeninin başında olması ve sıkı sıkıya sarılması gerektiğinin bilincindeydi, Parti önderliğinin kadrolarını özellikle o zor koşullarda kırsal alanlarda örgütün başında ve silahlı mücadele içinde korunabileceği onun içinden geliştirilebileceğinde ısrar ediyordu.

Ağır koşullarda kayıpların, yenilgilerin alındığı dönemlerdi. O bu koşullarda sağlamlığını, tutarlılığını ve kararlılığını gösterdi. Partiye önderlik etmeye, yaralarını sarmaya çalışıyordu.

Her kadro da öne çıkan bazı yönler olur, yukarıda belirtilen yönleri, dava ve parti insanı olması, ola¤anüstü samimi olması, yaşamını her yönüyle adamasının yanı sıra, örgütçü yeteneği, pratik yeteneği ön planda olan bir yoldaştı. Bu yetenek kavrayış ve uzun yıllar siyasal mücadele içinde yer almasının getirdiği siyasal deneyimin ürünüydü ve önder kadroda mutlaka aranması gerekeni çekip çevirme yeteneğinden geliyordu. Siyasal uyanıklık ve inisiyatif eksikliğini önemli ölçüde aşmıştı yoldaş.

O dönemin devrimci durumundaki gerileme esasta sürmesine karşın, devrimci hareketin gerilemesine, ağır kayıplar almasına ve düşmanın sistemli askeri operasyonlarına ve sık sık alınan fiziki kayıplara rağmen sınıf mücadelesinde en ufak tereddüt göstermedi. Bu amaçla bulunduğu gerilla birliğinden başka bir alandaki faaliyet ve gerilla birliğini denetlemeye gittiği bir sırada düşmanın satın aldığı ihbarcılarca görülüp sahiplerine bilgi verilmesi sonucu bulunduğu gerilla birliği kuşatılmış, uzun bir çatışma sonucu 20 Mayıs 1987’de Palu'da şehit düşmüştür...

Bizlere bıraktığı kavga bayrağını ondan örnek almamız gereken yönleri ile kavgamızda yaşatacağız, şehit yoldaşımıza layık olacağız ve olmalıyız. Bu bir tarihi görevdir, boyun borcudur...

Bir yoldaşı


Kaynak: "Zor dönemlerin devrimcisi: Kazım Çelik". Özgür Gelecek Yolunda İşçi-Köylü. 19 Mayıs - 1 Haziran 2006. Yıl: 2. Sayı: 48. Sayfa: 27.
İlk yayınımız: Burada.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder