ÖN AÇIKLAMA
Aşağıdaki bildiri, dönemin gerici bir gazetesi olan Tercüman'ın Ahmet Kabaklı'ya ait bir köşesinde çıkmıştır. Ahmet Kabaklı, bilindiği üzere, İbrahim Kaypakkaya yoldaşın öğrenciliğini yakan okul yönetim kurulu toplantısının bir üyesiydi.[1] Azılı bir gerici olan Ahmet Kabaklı, esasen bu bildiriyi modern-revizyonist TKP'ye saldırmak için algı yaratmak için ufak bir kısmını metin olarak, görselini de tıpkıbasım yaparak kullanmıştır.[2] Bunun üzerine o dönem koyu bir TKP'ci çizgiye evrilen İsmail Cem'in Politika gazetesinde bu yazıya cevaben de bir yazı çıkmıştır.[3] Politika'nın eleştiri-cevabında da bildirdiği gibi o dönem faşistler sahte bildiri-kimlik-evrak işleriyle çok uğraşmış, hatta bunların bir kısmı yakalanan faşistlerin üzerinde ele geçmiştir. Bu bildirinin de "halk mahkemesi" gibi faşistlerin çok çarpıttığı terimler kullanması dolayısıyla biz de bir nebzeye kadar şüphe sahibiyiz, yine de, olayın anlatımındaki detaylar vb. göz önüne alınırsa, sadece yaptıkları eylemin gururu dolayısıyla abartılı bir formatta bildiri kaleme alındığını söyleyebiliriz. Yine de daha iyisini dönemi yaşayanlar daha iyi bileceklerdir, dileriz bu konuda tartışma da olur.
Hüseyin Güngör bilindiği gibi İK yoldaş ve grubunun imhasında jandarmaya yol gösteren kişidir. Her ne kadar Muzaffer Oruçoğlu'nun belirttiği üzere sonradan kendisi grubun kalanına kaçmaları için yol gösterse de, bunu gerçekten Oruçoğlu'nun söylediği gibi jandarmaya zorla rehberlik ettiğinden mi,[4] yoksa suçluluk psikolojisiyle mi yaptığını bilemiyoruz. Her halükarda Hüseyin Güngör, istese de istemese de suçun faillerindir, tıpkı Nurhak katliamında idam edilen ihbarcı muhtar Mustafa Mordeniz'e bilgiyi veren diğer muhtar gibi. Bu yüzden biz, suçun büyüklüğü de göz önüne alındığında büyük bir tarihsel hata yapılmadığı düşüncesindeyiz. İK yoldaşın yakalanmasının faillerine yapılan diğer iki infaz eylemine dair yayınlanan bildirileri de bir sorun olmadığı takdirde blog'da yayınlayacağız.
Birkaç söz etmek gerektiğini düşünüyoruz. Fark edildiği üzere blog, uzun bir süredir inaktif. Blog'un inaktif kalışından dolayı özür dileriz. Kuşkusuz bu süreçte birçok yenilik oldu, birçok yeni ve değerlendirmeye hazır materyal hem özel olarak, hem de kamuoyuna açık şekilde ortaya çıktı. Özellikle ikincisi önemlidir zira bu blog'un da varlık gerekçesi biraz sarsılmıştır, zira birçok kaynak ilk elden, bizim aktarmamıza ihtiyaç duymamaksızın artık açık. Yine de, elimizden geldiğince üretmeye çalışacağız, sadece (periyot aralığından da görüldüğü gibi) eskisi gibi aktif olamayacağız.
Mayıs ayındayız. Bu sene, İK yoldaşın alçakça katlinin 49. senesi, gelecek sene 50.'si olacak. Eğer planlarımızda sorun olmazsa, umuyoruz ki 50. seneye İK yoldaş için bir yazı dizi düzenleyeceğiz. Dileriz bu dizi yetişir ve ilgi çekici bulunur.
Daha fazla söz sarf etmeye gerek görmüyor ve bildiriyi (ilişiğinde fotokopisi basılan kupürle birlikte) sunuyoruz.
İbo'dan Demirdağ'a – Tarihimizden Öğreniyoruz
2022.05.03.
[2] "GÜN IŞIĞINDA | «ÖLÜM KARARI»". Kabaklı, Ahmet. Tercüman. 16 Haziran 1978. Sayfa: 2.
[3] "tırmık | Kabaklı «kabak» gibi açığa çıktı". Engin, Aydın. Politika. 19 Haziran 1978. Sayfa: 5.
[4] Oruçoğlu çeşitli yerlerde bu konuya değinir, biz kısaca bir alıntı yapmakla yetineceğiz ("Kaypakkaya'nın Can Yoldaşı Muzaffer Oruçoğlu Anlatıyor: Zavot'tan Vartinik'e". Oruçoğlu, Muzaffer.; Ekinci, İbrahim. Ayrıntı Yayınları. 1. Baskı, Ekim 2016. ISBN: 978-605-314-132-7. Sayfa: 77.):
"- Siz ne yaptınız?
— Biz uçurum dibine inince buz kırıldı ve suyun içinde bulduk kendimizi. Benim bacağım burkuldu ve şişti. Tek bacakla kendimi sürükleye sürükleye derenin içinde 1.5 saat kadar kaldık. Bomba attılar ama dereye inemediler. Çıkıp dağa tırmandık. İhbarcı bize yol gösterdi. “Buradan gidin” dedi. Yeryüzünü saran beyaz kefeni, donmuş karı, kuşku, korku, umut ve ışık zerrecikleri sardı bir anda.
- Askeri mağaraya getiren ihbarcı mı?
— Evet, Hüseyin! Kendisini tanıyoruz, evinde oturup yemek yemiş, yol azığı almışız. Askerin zoruyla askerin önüne geçtiğini sonradan öğrendik. Aynı Hüseyin sonradan bize yol gösterdi, “Şu tarafa gitmeyin, şu keçi yolunu izleyin. Keçilerin izinden çıkmayın” dedi. Onun gösterdiği güzergâhı izleyerek dağı tırmanmaya başladık, diğer tarafta asker vardı. Bize gösterdiği yoldan giderek kurtulduk. Bu ihbarcı İbo'yu kırma tüfeğiyle vuruyor ve aynı gün bize doğru yolu gösteriyor! “Sürüler halinde keçiler geçmiş, ayak izleriniz belli olmaz” diyor. Dağın doruğuna vardığımızda sabah güneşi çıkmıştı, bir kayanın üzerinde çoraplarımızı çıkardık, oturduk biraz güneşlendik. Oradan Vartinik'e baktık. Yeni askerler gelmişti, evin içine girip çıkıyor ve çevreyi inceliyordu. Dağı indik, Gini'ye geldik. (...)"
Oysa ki bildiride bildirildiği üzere Hüseyin Güngör, ajanlık faaliyetlerine devam etmiştir. Bu araştırılması gereken bir husustur.
***
Bildirinin basılan fotokopisi.
ÖLÜM KARARI
MAHKEME : TKP/ML HALK MAHKEMESİ
ADI SOYADI : HÜSEYİN GÜNGÖR
MESLEĞİ : AJAN
SUÇ TARİHİ : 24 OCAK 1973
SUÇ YERİ : MİRİK MEZRASI
SUÇU : TÜRKİYE DEVRİMİNİN ÖNDERİ İBRAHİM KAYPAKKAYA VE YOLDAŞLARINI HAKİM SINIFLARA GAMMAZLATMA VE İBRAHİM KAYPAKKAYA'YI YARALI OLARAK YAKALATMA.
BU DURUM :
A) DEVRİMCİ MÜCADELENİN DARBE YEMESİNE, PARTİ ÇALIŞMASININ ENGELLENMESİ VE ORTAYA ÇIKMASINA,
B) PARTİMİZİN ÖNDERLİĞİNE VE DOLAYISIYLA HALKIMIZIN BAĞIMSIZLIK VE DEMOKRASİ MÜCADELESİNİN YENİLMESİ, DAĞILMASINA,
C) HAKİM SINIFLARIN GENEL OLARAK EMEKÇİ HALK YIĞINLARINI ÖZEL OLARAK BÖLGE HALKI ÜZERİNDE TERÖR ESTİRMELERİNE,
D) BİR BÜTÜN OLARAK HALKIN GELİŞEN MÜCADELESİNİ ENGELLEMEYE HALKIMIZIN ÖNDERİ PARTİMİZİN DAĞILMASINA, PARTİMİZİN ÖNDERİ İBRAHİM KAYPAKKAYANIN YAKALANMASINA NEDEN OLMUŞTUR.
YUKARIDA MESLEĞİ VE SUÇU YAZILI HÜSEYİN GÜNGÖRÜN YARGILANMASI NETİCESİNDE TKP/ML HALK MAHKEMESİ ÖLÜM CEZASINI OY BİRLİĞİYLE KABUL ETMİŞTİR.
BU KARAR 8 EYLÜL 1977 TARİHİNDE ALINMIŞ, 28 EYLÜL 1977 TARİHİNDE TKP/ML'İN ASKERİ KOLU TİKKO'NUN SEYYAR GERİLLALARI TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLMİŞTİR. HALKIMIZA DUYRULUR.
EMEKÇİLER!
HÜSEYİN GÜNGÖR, PATRON-AĞA DEVLETİNİN PARALI BİR AJANIDIR VE TÜRKİYE DEVRİMİNİN ÖNÜNDE BİR ENGELDİ.
O, KENDİ ÇOCUKLARININ DAHİ GELECEĞİNİ SATARAK YAŞIYORDU.
O, İBRAHİM KAYPAKKAYAYI YAKALAYIP HAKİM SINIFLARDAN MÜKAFAT ALDI. VE BU GÜNE KADAR AYNI MESLEĞİNİ EKSİKSİZ SÜRDÜRDÜ.
O, ÖLÜMÜ HAK ETTİ, ÇÜNKÜ KENDİ KİŞİSEL ÇIKARI İÇİN EMEKÇİ HALK YIĞINLARINI EZEN, SÖMÜREN KOMPRADOR PATRON-AĞA DEVLETİNE YARDIMCI OLUYORDU.
PARTİMİZ HALK DÜŞMANI AJANLARI CEZALANDIRACAĞINI VE BÜTÜN KOMPRADOR PATRON-AĞA DEVLETİNE UŞAKLIK YAPAN BÜTÜN AJANLARDAN HESAP SORACAĞINI HALKIMIZA DUYURUR.
İŞÇİLER, KÖYLÜLER, TÜM YURTSEVER DEVRİMCİLER; HALKIMIZIN BAĞIMSIZLIK VE HALK DEMOKRASİSİNİN ÖNDERİ TKP/ML SAFLARINDA BİRLEŞİN!
KAHROLSUN PATRON-AĞA DEVLETİ!
KAHROLSUN EMPERYALİZM-SOSYAL EMPERYALİZM!
BÜTÜN AJANLARA ÖLÜM!
YAŞASIN HALK SAVAŞI!
YAŞASIN TKP/ML, TİKKO, TMLGB
TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ
MARKSİST - LENİNİST
TKP/ML
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder