SUNUŞ
Çaru Mazumdar yoldaş, sahte "bağımsızlık" sonrası döneminde tutuklandığında, 1953.
Çaru Mazumdar, Hindistan ve dünya komünist hareketinde ölümsüz izler bıraktı. O, emperyalizme, sosyal-emperyalizme, faşizme, sosyal-faşizme, feodalizme, komprador kapitalizme ve her türden gericiliğe karşı mücadelede, Başkan Mao Zedung yoldaş liderliğindeki Uluslararası Komünist Hareket'in saflarında yer aldı. O dönemler bütün dünyada "solcu" olarak tanınan Hint gericileri, yoldaşı tedavisini engelleyerek 28 Temmuz 1972 tarihinde işkenceyle katletti.
Çaru Mazumdar yoldaş, bugün Kanay Çatirci yoldaşla birlikte Hindistan Yeni Demokratik Devrimi'nin önderlerinden sayılıyor. Gerçekten de bu iki yoldaş, her iki taraftaki çeşitli sol ve mekanizm kaynaklı hatalar sebebiyle sağlıklarında çeşitli konularda ayrılsalar da bugün Hindistan halklarına umut olan Hindistan Komünist Partisi (Maoist)'in önceli iki yapıyı yarattılar: Hindistan Komünist Partisi (Marksist-Leninist) (HKP (M-L) ve Maoist Komünist Merkez (MKM).
Henüz daha nihai kırılmayla bölünmemiş olan HKP (M-L)'nin Merkez Komitesi toplantısı bildirisini daha önceden yayınlamıştık.[1] Burada Maoist Komünist Merkez'in bildirisini ve modern-revizyonist Hindistan Komünist Partisi'nin başkanı Ş. A. Dange'nin yazısını yayınlıyoruz.
"Haydi MKM neyse, HKP ne alaka?" dendiğini duyar gibiyiz. Açıklayalım. Bilindiği gibi sosyal-faşist Hindistan Komünist Partisi (Marksist) (HKP (Marksist)), devrimcilere karşı en ağır tavrı aldı. O, devrimci saymadığı Naksalbari köylülerinin silahlı ayaklanmasını kanla bastırdı. O, devrimciler üzerine iktidarda olduğu eyaletlerin polis kuvvetlerini yığdı. O, en adi işkenceler ve katliamlarla hapiste ve dışarıda devrimcileri katletti. 1967-1972 dönemi yaklaşık 10.000 HKP (M-L) üyesi ve taraftarı devrimci ve köylü katledildi, bunların yarısından mes'ul olanlar, HKP (Marksist) gericileridir. Bununla da kalmadı, 1979'daki kısmi ferahlama döneminde Çaru Mazumdar ve HKP (M-L) şehitlerine bir sürü hakaret etti ve çeşitli iftiralar attı. Nedense ülkemizde çok sevilen, Aydınlık'ın kardeş partisi olan HKP (Marksist) bu yönleriyle bilinmiyor! Devrimci katili alçak bir çete olduğu bilinmiyor!
Normalde "modern-revizyonist" olan HKP'nin, "yeni-revizyonist" olan HKP (Marksist)'e göre daha düşman olması gerekirdi. Lakin evdeki hesap çarşıya uymuyor. Bunu her ne kadar modern-revizyonist, uzlaşmacı bir platformda yapsa da mesela HKP (Marksist)'in berbat zindanlarındaki devrimcilerin haklarını, HKP savundu. Sahte karşılaşmalarda katledilen[2] devrimci ve demokratların haklarını, HKP savundu. Bu açıklamayı koyuyoruz ki, HKP (Marksist)'in nasıl gerici, yoz bir çete olduğu, nasıl HKP'den bile geri kaldığı bilinsin.
Biz kuşkusuz MKM'den yoldaşların getirdiği, bu ölüm üzerine takınılan tavra dair eleştirilere katılıyoruz. Lakin şunu göstermek istiyoruz: HKP (Marksist), bir HKP kadar dahi olamamıştır!
Metinlere getirilen dipnotlar ve köşeli parantezler, bizim eklemelerimizdir. Bundan başka mümkün olduğunca metinlere sadık kalmaya çalıştık, lakin özellikle ikinci metnin çevirisi (bilhassa MKM'deki yoldaşların olumsuz mekanik dilini[3] aktarma konusunda ve terminolojide) kötü olduğu için, bazı değişiklikler yapmak zorunda kaldık. Bazı konularda da okuyucuya bıraktık.
Dileriz bu yayın, bir nebze de olsa dahi okuyucuları Hindistan Komünist Partisi (Maoist) önderliğindeki Hindistan'daki Uzun Süreli Halk Savaşı'na ve Hindistan Yeni Demokratik Devrimi'ne dair biraz da olsa ilgiye ve araştırma hevesine sevk eder. Yine bu yayının, Hindistan'daki Şehitler Haftası'na, Hindistan halkının Türkiye'deki devrimci kardeşlerinin ufak bir katkısı olarak anlaşılmasını isteriz.
"... Önderimiz Başkan Mao oldukça, hiç kuşkusuz zafer bizimdir." – Çaru Mazumdar
Çaru Mazumdar yoldaş, İK yoldaş gibi halkın davası için, proletaryanın kurtuluşu için, bağımsızlık, halk demokrasisi, sosyalizm ve yüce komünizm için öldü! Onun anısını Hindistan halkı savaşarak yaşatıyor; biz de İK yoldaşımızın anısını, savaşarak yaşatacağız!
"...
Selam olsun halk için ölenlere,
Silah elde toprağa düşenlere..."
Selam!.. Bin selam!..
İbo'dan Demirdağ'a – Tarihimizden Öğreniyoruz
2022.07.28.
[1] "ÇEVİRİ: Hindistan Komünist Partisi (Marksist-Leninist) Merkez Komitesi 5-6 Aralık 1972 Toplantısı Bildirisi" (20 Temmuz 2020). İbo'dan Demirdağ'a – Tarihimizden Öğreniyoruz.
[2] Fake encounter'in esprisi şudur: Encounter (karşılaşma) yaşanır, polis teslim ol der, sonra silahlar çekilir ve nedense hep polis, diğer tarafı öldürür. Bu, yine bir yarı-feodal yarı-sömürge olan ülkemizde bizim de tanıdık olduğumuz bir metottur: Yargısız infaz.
[3] Mesela bir tane daha MKM yazısını daha önceden çevirmiştik. Onda da benzer bir mekanisizm, şemacılık vb. olumsuzluklar çarpmaktadır: "ÇEVİRİ: Dakşin Deş - Devrimci silahlı köylü mücadelesine atıl (Haziran 1971, kısmi alıntı)" (26 Temmuz 2020). İbo'dan Demirdağ'a – Tarihimizden Öğreniyoruz.
***
Yoldaş Çaru Mazumdar için taziye*
Çaru Mazumdar yoldaşın ölümü, Hindistan'daki bütün devrimci fikir ve eylem okulları için üzücü bir haberdir.
Orijinalde HKP'nin bir üyesiyken, o ve onun genç takipçileri, liderliğinin Hindistan devrimi için yeni taktikler başlatma iddiasıyla Maoizm bayrağıyla caka satan KPM'yi** kurmak için bizden ayrıldılar. Lakin, o zaman silahlı mücadeleden bahsedip de Batı Bengal hükumetinde elde ettikleri İçişleri ve Gelir Bakanlıkları'nın desteğiyle Naksalbari kabile köylülerinin mücadelelerini bastırması sonrası kıdemli liderlerinden yana hayal kırıklığına uğradı.
Mevcut dönemde birçok yerde olduğu gibi Maoizm, birçoklarını terörist maceracılığa ve kitle hareketlerinden kopmaya sevk etti. Kuşkusuz Naksalitler, Andra Pradeş giricanları*** arasındaki parlak mücadeleleri ve eylemleriyle itibarı hak etmişlerdi. Lakin ko-ordineli kitle eylemlerinin yokluğu ve bazı gereksiz aşırılıklara başvurmalarından [dolayı], oldukça üstün olan burjuva devlet makinesinin polis gücü karşısında bu kahraman romantiklerin çeteleri ezildi.
Sonrasındaki ek iç bölünmeler, Naksalizmi hem bir düşünce hattı, taktiği ve hem de örgütlenmesi olarak zayıflattı. Liderlerin hızla yakalanışı ve yer altı inlerinin patlayışı kaçınılmaz sonuçtu. Ve onları bizden ayrılmaya teşvik edenler, tezlerini parlamentarizme sessizce çevirip şahsi şiddetle eşlik eden teorik polemikler adı altında bu gençleri gem vurulmamış bir reddiyeyle mahkum ettiler.
HKP, Çaru Mazumdar ve yoldaşlarının aldığı teorik ve taktik pozisyonlarla ayrıştı. Lakin biz onları her zaman polis aşırılıklarına karşı koruduk. Onlarla ayrıştık ama biz bu münasebetle ondan**** özverili, korkusuz bir devrimci olduğu itibarını mahrum görmedik. Onun Maoizme olan inancı, onun işçi sınıfı ve kitle devrimci hareketlerinin rolünü inkar etmesine sebebiyet verdi. Ve onun gençlik dolu devrimcilerinin bocaladığı yer budur.
Eski üyemiz Çaru Mazumdar yoldaşın anısına saygımızı sunarız.
Ş. A. Dange
Bombay
Orijinalde: New Age. August 6, 1972.
Kaynak: "S.A. Dange and Twentieth Century India". Dange, S. A.; Chattopadhyay, Panchanan (ed.). Progressive Publishers. 1st Ed., 2002. Kolkata. Sayfalar: 240-241.
* Normalde kullanılan ifade obituary'dir, lakin bu kelimenin anlam olarak çevirisi Türkçe'de olsa da, direkt karşılığı olan bir kelime olmadığı için biz taziye kelimesini kullandık.
** KPM, "Communist Party-Marxist" ("CPM")'in kısaltmasıdır. Hindistan'da HKP (Marksist), daha kısa bir şekilde "CPM" şeklinde de kısaltılır.
*** Girican: Dağ kabilelerine verilen isim.
**** Çaru'dan.
***
[MKM'nin bildirisi (başlık yok)]
Sevgili yoldaşlar ve arkadaşlar,
Faşist İndira-Siddharta ve Şürekası Çaru Mazumdar yoldaşı soğuk kanlılıkla katletti. Bu cinayetin lekesini temizlemek ve bu vahşi 'öldürmeyi', kamuya doğal bir 'ölüm' gibi gösterebilmek için fabrikasyonlara ve Göbbelsyen tarzda propagandalara sığındılar. Acımaksızın, halk bunu gerçek olarak kabul edene kadar durmadan bir yalana sarıldılar.
Başbakanından kıdemli polis memurlarına kadar herkes Çaru Mazumdar yoldaşın, hem yakalanışından önce, hem de yakalandığı esnada uzun bir süredir ağır hasta olduğunun farkındaydılar. Bu durum, Çaru Mazumdar yoldaşın yakalandığı andan beri düzgün tedavisini sağlamak için tüm olası düzenlemelerin sağlanması konusundaki itiraflarından belli olmakta.
Mesele, yakalanmasından itibaren 12 gün boyunca (16 Temmuz'dan 27 Temmuz akşamına kadar) Lalbazar nezarethanesinde tutulmasının düzgün muamele olarak tasvir edilip edilemeyeceğidir. Deneyimi yahut da Polis Merkezi'ndeki nezarethanelerin, bilhassa da İngiliz emperyalistleri tarafından inşa edilen Lalbazar'dakinin kondisyonundan ve sorgulama adına mahkeme öncesi soruşturma dönemlerinde ne çeşit insanlık dışı işkencelerin ve kötü muamelelerin yapıldığından haberdar olanların [...?]* Neticesinde ona ne olabileceği çok açık şekilde tahmin edilebilirdi.
Gerçekte, bir taraftan sorgulama adına ciddi olarak hasta olmasına rağmen yapılan insanlık dışı işkence, diğer taraftan düzgün tedavi yokluğu, Çaru Mazumdar yoldaşın 'ani' (?) ölümüyle sonuçlandı. Bu eylem, serinkanlı ve hesaplanmış bir cinayetten başka bir şey olarak adlandırılabilir mi? Evet efendimci doktorlarca bir ölüm sertifikası yazıp da bu gayr-i medeni hükumet tarafından atanmış bazı yetkililerce bu cinayeti "sağlık durumunun kötüleşmesinden kaynaklanan doğal bir ölüm["] olarak lanse edip, devlet kontrolündeki radyo ve basılı medya ile ölümün bu versiyonunun borazanlığını yapmak, bu rezil cinayeti olağandışı bir şey değil olarak atlatma komplosunun diğer ayağını oluşturmaktadır. Yine de halk, sonsuza değin aldatılamaz. HKP, HSBM** ve diğer partiler, bu utanmaz komplo ve dehşet verici cinayet karşısında çok uyanıkça sessiz kaldılar. Hatta, sorunu görmezden gelip masum bir çocukmuş gibi (yani sanki Çaru Mazumdar yoldaşın yakalanışı sonrası 12 gündür Lalbazar nezarethanesinde tutulduğundan haberleri yokmuşçasına) davrandılar. Hükumetin çaldığı ıslığa eşlik ettiler, Çaru Mazumdar yoldaşın 'ani' kaybından 'derinden üzüntülerini' ilan ettiler ve bu hareketleri suçlarıyla onu örtmeyi güden propagandanın destekçisi olduğundan doğal olarak Hükumet kontrolündeki gazetelerden geniş şekilde duyurulan açıklamalar yayınladılar.
Devrimci lider Çaru Mazumdar yoldaşın ölümü birden bire gerçekleşmedi. Hindistan çapında ve bilhassa da Batı Bengal'de, Bihar'da, Andra Pradeş'te ve Mao Zedung'un öğretilerini sergileyen merkezlerin geliştiği diğer eyaletlerde süre gelen, (hakim sınıflarca teröristler olarak adlandırılan) devrimcileri ezmek için planlanan soğukkanlı ve iyice planlanmış cinayetlerin aslî bir parçası ve örneğiydi. Bu ritüelistik cinayetler, senelerce komünizm tabelalarını asıp, yüreklerinde silahlı ayaklanmalardan yana korku olsa da bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm kavgasına yapmacık saygı gösteren sözde solcu partilerin zımnî destekleriyle işlendi. Onlar hakim sınıfların çizdiği sınırlar içerisinde hareket etmeye alışmışlardı. Gerici yöneticiler ve onların satın alınmış ajanları, devrimcilere, işçilere ve halka karşı bu kargaşalığı gerçekleştirebilmekten ziyadesiyle memnundu. Bu şekilde devrimcileri kökleriyle birlikte imha edebileceklerini (!!), ayaklanmayı sonlandırabileceklerini (!!) ve birkaç kişinin kalabalık halk kitlelerine karşı sömürü, şiddet ve işkenceyi yapabileceği bu mevcut sosyal sistemi sürdürebileceklerini düşündüler. Oysa ki bu fikir sadece yanlış olmakla değil, saf aptallıktı. Tarih ve toplumların gelişimi diyor ki, "Toplumumuzda, devrim ve devrimci savaşlar kaçınılmazdır". Emperyalizmin bu çöküş çağında, düşmanları kendilerine ve kendilerinin yerel ahbaplarına karşı bu dünyanın tüm ülkelerinde acımasız bir savaş sürdürürken, emperyalizmin, sosyal-emperyalistlerin ve onların Hint uşaklarının teşebbüsleri de çökecektir. Tarih ayrıca çeşitli kereler ispatlamıştır ki, bir grup insanı öldürmekle geçici bir sıkıntı dönemi yaratılabilir lakin nihayetinde herhangi bir ülkedeki ayaklanma ezilemez. Diğer taraftan, tiranlığın kapsamı, yayılımı ve derinliği ona karşı aynı oranda tepkiyle karşılaşır. Düşman elinde bir devrimcinin ölümü, benzeri yüzlercesinin doğmasını sağlıyor. Bunu elde etmek için gerekense, devrimci işçilerin halk adına devrimci davaya bağlılığı ve azmidir. Bu Rusya'da, Çin'de ve diğer ülkelerdeki devrimlerde kanıtlanmıştır ve bugün de gündelik olarak Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri Vietnam, Laos, Kamboçya, Orta Doğu ülkelerinin devrimci ayaklanmalarıyla kanıtlanmaktadır. Hindistan deneyiminde, Naksalbari'deki ardından [gerçekleşen] silahlı köylülerin ayaklanmasının tarihi ile yine kanıtlanmıştır. Naksalbari silahlı ayaklanması zamanından bugüne, binlerce devrimci zindanlara kondu ve birkaç yüzü katledildi. Devrimcilerin merkezi yapısının ve çeşitli 'sağcı' ve 'solcu' oportünizmin çizgileri ile çalışma metotları, özellikle de HKP-ML liderlerinin 'solcu' çizgileri ve çalışma metotları yüzünden büyük kayıplar, şiddetli engellemeler ve birçok felaketlerle yüzleşilinmesi gerekti. Lakin bu, köylülerin ayaklanmasını durduramadı ve durduramayacak. Asi köylülerin Naksalbari'nin cesur yoldaşları ve köylülerince sürekli harlanan yükseklere sıçramış ateşi, kimse tarafından söndürülemedi ve kimse de onu yok edemeyecek. Çaru Mazumdar yoldaşı ve yüzlerce devrimciyi dahi katlederek [yok edemeyecek]. Bu gerici hakim acuze sınıf ve onların destekçileri, Çaru Mazumdar ve diğer devrimcilerle yalnızca dökülen kanların alacağını şişiriyorlar. Şüphesiz ki devrimci işçiler ve asi halk dökülen her damla kanın intikamını alacaktır.
Yoldaşlar ve arkadaşlar,
Mevcut durum kafa karışıklığı ve hayal kırıklığına uğrama, ya da göz yaşı dökme anlamına gelmemelidir. Bu zayıflıklar, devrimci savaşa yakışmaz. Bugün herkes şunu anlamalı ki, herhangi bir ülkedeki devrim için yüksek bedel ödenmesi gerektiğini tarih emreder. Asiler doğru ilkelerle yönlendirildiğinde bedel görece daha az, hata durumlarında ise yükselmeye mahkumdur. Ayrıca herkes, hoşuna gitse de gitmese de şunu da anlamalıdır ki, bir cemiyetteki çeşitli grupların etkisi aynı zamanda sınıflar*** arasındaki bir ayaklanmayı da etkileyebilir. Bir devrimin ayaklanması esnasında küçük-burjuvazinin çeşitli hata ve etkileriyle çeşitli tipte 'sağcı' ve 'solcu' düşünceler sürekli olarak ortaya çıkabilirler. Eğer hatalarına, eğilimlerine ve düşüncelerine karşı çıkılmaz ve bir devrimin üzerinde etkinliğini ifa etmesine izin verilirse, gerici hakim sınıflar ve uşakları kesinkes bu fırsat üzerine çullanırlar. Sonuç olarak devrimci hareket gereksiz kayıplara ve hatta kimi zamanlarda felaketlerle bile yüzleşebilir. Naksalbari silahlı hareketi sonrasındaki dönemin tarihi de bu derse işaret ediyor. Bugün bu bir gerçektir ki Hindistan'da daha da fazla ayaklanma neredeyse aynı durumla karşılaşacaktır.
Bu tarz bir durumda işçilerin ve halkın sorumluluğu nedir? Kimse bu durumda devrimci sahadan kaçabilir mi, ya da düşmana teslim olabilir mi? Hayır, asla. Hatta bu, kimin gerçek devrimci olup kimin olmadığını görmenin zamanıdır. Mevcut durumda Maoist Komünist Merkez'in tüm devrimci işçilere ve genel olarak halka çağrısı, aklın uygulanması ile, ayaklanma davasına tam bir bağlılıkla odaklanarak mümkün olduğunca öz eleştiri içine girebilmektir. Hata işlemeye meyilli olanlara ve oportünistik yararlanmalar sağlayanlara karşı çıkmaları gerekecektir. Doğru hatta, hem sözde ve ruhta, hem de siyasetler, taktikler ve metotlarda sarılacaklardır. Kırsal bölgelerde mevcut durumda birincil görevleri, köylüler arasında farkındalığı yayıp onları gerilla savaşına örgütlemek ve gerilla hareketi ile halkın kuvvetini inşa etmek yoluyla uzun süreli bir savaşa girişmektir. Sonrasında kırlık bölgede**** daha önceden başlayan [hareketin] devamı olarak çalışma ve mücadeleyi şehirlik bölgelere taşıyacaklardır. Merkezi örgütlenmenin başında olmalı, bütün çalışma sahalarında sınıfın çizgisini ve halkın çizgisini ve öğretmenimiz Başkan Mao'nun yargısını incelemeli; ve her şeyden öte bölücü bir alt gruba dahil olma mentalitesinden sıyrılmalı; doğru hattı kullanarak ve doğru politikalar temelinde olarak tüm komünist devrimcileri birleştirmeliler.
Batı Bengal'deki siyasi durum, oldukça elverişlidir. Gerici hakim grupça yaratılan faşizm ambiyansı, onların zayıflığının bir işaretini gösteriyor. Eğer devrimci işçiler ve halk birazcık dahi kararlılık ve adanmışlıkla bu çalışmaya atılırsa, kısa zamanda parlak sonuçlara tanık oluruz. Mevcut olumsuz durum, avantajımıza dönebilir. Çaru Mazumdar yoldaş ve diğer devrimci[ler]in intikamı da bu yolla alınabilir.
İnkılab, zindabad
Maoist Komünist Merkez (MKM)
Merkezi Örgütlenme Komitesi
1 Ağustos 1972.
Kaynak: "Revolution Unleashed: A History of the Naxalbari Movement in India, 1964-1972". Bhattacharya, Amar. SAMPARK. 1st Ed., 2007. Calcutta. ISBN: 81-7768-053-6. Sayfalar: 187-191.
* Metinde bir bozukluk olduğunu sanıyoruz.
** Hindistan Sosyalist Birlik Merkezi (Socialist Unity Center of India, SUCI)
*** Halk sınıfları demek istiyor.
**** Agrarian belt, biz Türkçe okura daha bir anlam ifade edebilmesi için değiştirdik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder