15 Mayıs 2020 Cuma

BELGE | ÇKP-TİİKP Görüşmesi Tutanakları (parçalar)

AÇIKLAMA


"İktidar namlunun ucundadır" (1968)

Yeni kuşak devrimciler yaklaşık 40 yıl önce yazılan-çizilen-belirlenen ama etkileri bugün de süre gelen siyasetlere pek aşina değildir. Bu aşinalıktan uzak oluş, kimi gerçeklerin bilinmemesine-unutulmasına neden oluyor. Bilhassa son dönemlerde giderek artan Çin'i sosyalist görme gibi pozisyonların etkisi her geçen gün artıyor. Bütün Marksist ustaların öğrettiği üzere revizyonizm, sosyalizmin kötü bir biçimi değil, burjuvazinin ideolojisidir ve Başkan Mao, kendinden önceki Marksist ustalar gibi şu Marksist gerçeği komünistlere öğretmiştir: "Revizyonizmin iktidara gelişi, burjuvazinin iktidara gelişi demektir."

Burada yayınladığımız bu alıntılar, belki yeni kuşak devrimcilerin, hatta kimi eski kuşak devrimcilerin de ilk defa göreceği alıntılar olabilir (tabii bu pozisyonlarda başka yazılar elbette ki görmüşlerdir).

Bu alıntılarda revizyonizmin nasıl emperyalizmle işbirliğini, hatta bizzat emperyalizmin kendisini akladığını, milli meseleyi nasıl reddettiğini göreceksiniz. Bu yüzden yayınlanmasına önem atfediyoruz.

Bu görüşmeleri aldığımız esas kaynaklarda "ÇKP-Tufan görüşmesi"[1] olarak geçmektedir. Bu, aslında maskelenmiş bir isimdir. Aydınlık hareketinin tarihinde bu ilk defa yapılmamıştır. Türkiye'de devrimci hareketin tarihine daha detaylı olarak aşina olanlar, PDA sayfalarında TİİKP dokümanlarının Endonezya KP veya Filipinler KP dokümanlarıymış gibi yayınlandığını bilirler.

Biz bu konuda tahminlerimizi ilk başta Kawa hareketinin yayınları üzerinden yaptık. Bu alıntıların bir kısmıyla ilk defa ikinci kaynakta (bkz: aşağıdaki künyeler) karşılaştık. Aynı alıntılar Kawa hareketinin '80'lerde yurt dışında çıkardığı illegal Ala Yekiti (Birlik Bayrağı) isimli süreli yayınında, bu broşür kaynak gösterilerek verilmiş ve dip notta "'70'lerde burada yer alan ifadeleri İran yerine Türkiye olarak algılıyorduk" minvalli bir açıklama yapılmıştı (zaten broşürde de İran'da denen yerde "Türkiye'de -bizim" şeklinde not düşmüşlerdi). Buradan yola çıkarak, yukarıda bahsettiğimiz kamuflajlı yayın yapma olgusunu da aklımızda bulundurarak bunun aslında Tufan değil, TİİKP olabileceğini tahmin ettik. Bu yöndeki tahminimizi, eski Kawa hareketi MK üyelerinden Hasan H. Yıldırım'a sorduğumuzda kendisinden şöyle bir geri dönüş aldık:[2]

"TİİKP bize birkaç sayfalık bir yazı vermişti. Dediler ki: "Yasadan dolayı biz görüştük diye yazamıyoruz, siz de yazmayın ama bu görüşme bizimle, ÇKP-TİİKP arasında oldu.", aklımda kalan bu."

Daha sonradan bu görüşmenin başka alıntılarını birinci kaynakta da (bkz: aşağıdaki künyeler) bulduk. Biz bu iki kaynaktaki alıntıları, sıralama farkından bağımsız çaprazladık. Doğru sıralamanın nasıl ve ne türde olduğunu doğal olarak tam haliyle bilemeyiz, yine de konulardan yola çıkarak dizdiğimiz sıranın mantıken uygun olduğunu düşünüyoruz.

Bu alıntılar ÇKP'nin o dönem 3 temel konudaki siyasetini açıklıyor: ÜDT ve sözde "2. Dünya"ya karşı tutum, NATO'ya karşı tutum, Kürt milli meselesi. Sonuncu mesele en önemlilerindendir zira ÇKP'nin (bildiğimiz kadarıyla) Kürt meselesine dair kamuya açık olarak takındığı bir tavır yoktur. Kürt meselesine dair bildiğimiz kadarıyla iki farklı beyanları vardır, birisi bu görüşmedir, diğeri de yine Aydınlık gazetesinin bir ÇKP ileri geleniyle yapmış olduğu bir röportajdır (bu röportaj sonradan Bora dergisinde de basılmıştır ama görüşme dili haberleştirilmiş, "dedi", "söylüyor" gibi ifadelerle yuvarlanmıştır). Bu açıdan okuyucu önemini takdir edecektir diye düşünüyoruz.

Görüşmenin tam tarihini bilmiyoruz, lakin birinci kaynağın sonunda Ağustos-Eylül 1977 şeklinde tarih düşüldüğünden (ve Aralık 1977'de basıldığından), 1977'nin ilk yarısında yapıldığını tahmin ediyoruz. İkinci kaynak daha sonradan (Şubat 1978) basılmış olup sonunda tarih belirtilmediğinden, daha erken bir tarih veremiyoruz. "ÜDT" ifadesinin kullanılmasından bunun Mao sonrası dönemde, muhtemelen 1977 başlarında yapıldığını tahmin ediyoruz.

Yayınlarken bir ifadeyi değiştirdik. Maskeli kullanım olduğu için orijinal kaynakta "... İran'da milliyetler arasındaki bir savaştan süper devletler yararlanacaktır ..." şeklindeki ifadeyi düzenleyip "... Türkiye'de milliyetler arasındaki bir savaştan süper devletler yararlanacaktır ..." diye yazdık. Büyük bir şey olmamakla birlikte, okuyucunun bunu bilmeye hakkı olduğundan dolayı belirtiyoruz.

Elimizdeki kaynaklarda başka alıntılar görmedik, eğer bu görüşme tutanaklarının tamamının veya görüşme tutanaklarından parçaların yayınlandığı başka yayın veya yayınlar elinde olan veyahut nerede yayınlandığını bilen varsa, bizimle iletişime geçmelerinden minnettar oluruz.

Kullandığımız kaynaklar şunlardır:

- "Oportünist "Üç Dünya" Teorisinin eleştirisi - Leninizm ve sağ oportünizm" (Ağustos-Eylül 1977). Devrimci Proletarya Yayınları [No.: 2.]. 1. Baskı, Aralık 1977. İstanbul. [bundan sonra DP]
- ""Üç Dünya Teorisi" Devrime İhanetin Teorisidir! (Oportünist "Üç Dünya" Teorisinin Eleştirisi)". Kava Yayınları [Ulusal Bağımsızlık Hareketleri ve Sosyalizm dizisi: 7]. 1. Baskı, Şubat 1978. İstanbul. [bundan sonra Kava]

İbo'dan Demirdağ'a – Tarihimizden Öğreniyoruz
2020.05.15.

[1] Tufan Marksist-Leninist Örgütü ya da daha bilinen adıyla kısaca Tufan, 1965'de yurt dışındaki Tudeh kadrolarınca kurulan Maocu bir grup, sonradan Hocacı oldu. 1978'de iki kanada bölündü (AEP'in tanıdığı "İran İşçi-Köylü Komünist Partisi" isimli kanattı), daha sonradan bu iki kanat 1980'de tekrar birleşip İran Emek Partisi'ni kurdu, bu grup son ana kadar AEP'in kardeş partisiydi.
[2] Hasan H. Yıldırım ile 24 Mart 2020 tarihli konuşmadan, not: Yazım hataları düzeltilmiştir.

ALINTILAR


"Üç dünya teorisi, taktik veya diplomatik gerekçelerle ileri sürülmedi. Bu tahlil doğrudan doğruya dünya stratejisinden doğdu ve dünya devrimi için stratejik bir öneme sahiptir. Bu teori, bugün dünya devriminin hedeflerini, kuvvetlerini, temel kuvvetlerini, müttefiklerini açıklamaktadır ve uzun vadede geçerlidir." (DP SS40-1)

"ABD emperyalizmi gerileyen, Sovyet sosyal-emperyalizmi ise yükselen sınırsız bir şekilde silahlanan ve dünyanın yeniden paylaşılmasını sağlamak için tertipler peşinde koşan bir emperyalisttir." (Kava SS30, DP SS77)

"NATO meselesini de değişen şartlara göre almak gerekir. NATO sosyal-emperyalizme karşıdır. Eskiden sosyalist ülkelere ve dünya halklarına karşı bir saldırı paktı olarak kurulmuştu. Fakat bugün meseleyi gene somut tahlil etmek gerekir. Sosyal emperyalistler NATO'yu dağıtmak istiyor. Sosyal emperyalistler gevşek ve dağınık bir Avrupa istiyor. Aynı zamanda ABD ile Avrupa'nın arasını açmaya önem veriyor. Bugün Avrupa komünistleri, NATO'ya eskisi gibi karşı çıkarlarsa sosyal emperyalizme yardımcı olurlar. Fakat elbette NATO'yu tamamen desteklemek diye bir siyaset olamaz. Bu da yanlıştır." (DP SS115, ayrıca tek cümle Kava SS34)

"ÇHC ... AET'yi desteklediğini açıkça söylüyor. Fakat onun üçüncü dünya ile eşit ilişkiler kurmasını istiyor ... ikinci dünyadan gelen misafirlere bunu açıkça söylüyor." (Kava SS76)

"Kürt milli meselesiyle ilgili görüşlerinizi destekliyoruz ... Türkiye'de milliyetler arasındaki bir savaştan süper devletler yararlanacaktır ... Sizin, Kürt milletinin kendi kaderini tayin esaslarını bugün ön planda ileri sürmenizi ve bunun propagandasını yapmanızı bir daha düşünmeniz iyi olur, kanısındayız. Ayrılma ve ayrı bir devlet kurma yönünde etkilememek gerekir düşüncesindeyiz." (Kava SS144-5)
(...)
"Bu konuda Birmanya Komünist Parti'sinin deneyi de ilginçtir. Onlar bir kaç yıl önce bazı azınlık milliyetler için bu yönde (ayrılma yönünde) propaganda yaptılar. Şimdi bu yüzden güçlük içine düştüler." (Kava SS145)
(...)
"Çin, İran - Irak antlaşmasını destekledi. Bu yüzden eleştiriye uğradı. İran ve Irak üçüncü dünya ülkeleridir. Onlar arasındaki çatışmalardan iki süper devlet yararlanıyor. İran ile Irak arasındaki anlaşmayı desteklemek Kürtler üzerindeki zulmü onaylamak anlamına gelmez. Kürt meselesi lrak'ın bir iç meselesidir. Görüşmeler yoluyla çözümlenmelidir." (Kava SS147)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder