Mehmet Kocadağ yoldaş (Kaynak: HB. 1977.05.12. Y1. N08. SS15.)
Aynı fotoğrafın daha geniş bir görüntü veren daha kalitesiz bir versiyonu (büyük ihtimal cenazede dağıtılan yaka kartından reprodüksiyon) (Kaynak: PY (N12). 1980.04.20. SS44.)
Üsttekiyle aynı versiyonun daha kaliteli ama kötü basılmış erken dönem bir baskısı (Kaynak: MG. 1976.05.08. N3. SS10.)
Kürt milliyetinden yoksul ve çok çocuklu bir ailenin tek erkek çocuğu olarak 1950 yılında Muş-Varto-Çobandağı (Gestemerde)'nda doğdu. Okumaya ve öğrenmeye meraklıydı. Girdiği yatılı okul sınavlarından Van Alpaslan Öğretmen Okulu'nu kazandı. Okulda milli zulmü Kürt olduğu için katmerli bir şekilde yaşadı. O, çocukluğundan beri tanıdığı yoksulluğun ve Kürt olmanın ezilmişliğinin etkisiyle devrimci düşüncelere sempati besledi. Lakin faşist okul müdürü onu birkaç devrimci arkadaşı ile birlikte devrimci düşünceleri ve faaliyetleri yüzünden 12 Mart askeri faşist darbesi dönemlerinde okuldan çıkardı ve Mehmet yoldaş zorla askere alındı.
12 Mart ülkemizde komünistlerin ve devrimci-demokrat-ilerici-yurtseverlerin ezildiği, işkence gördüğü, katledildiği karanlık bir dönemdi. Devrimi ve devrimcileri ezmek için iktidara gelen beyaz ordunun bu dönemlerinde askerlik Mehmet yoldaş için adeta bir işkenceydi. Halkın en temiz, en dürüst, en yiğit çocukları işkencelerde, jandarma-polis namlularında can verirken askerde, esaret altında olmak ona zulüm gibi geliyordu.
Askerliği bittikten sonra çalışmak için geldiği İstanbul'da 1975 kışında komünist önder İbrahim Kaypakkaya'nın ihtilalci komünist düşünceleri ile tanıştı. O sırada Karaköy'de bir telefon fabrikasında çalışıyordu. Tanıştığı komünist düşünceleri iş yerindeki sınıf arkadaşlarına ve Alibeyköy-Güzeltepe halkından tanıdığı bazı insanlara anlatıyordu. Bu proleter devrimci faaliyetleri yüzünden bir süre sonra patron tarafından işten çıkarıldı.
İşten çıkarıldıktan sonra Hasköy'deki İdeal Lastik Fabrikası'nda işe girdi. Burada sınıfının mücadelesi gereği patrona ve sınıf düşmanı Lastik-İş'in sendika ağalarına karşı yürüttüğü mücadele dolayısıyla burada da işten çıkarıldı.
Yaşadıkları onu yıldırmıyor, aksine daha da çok biliyor, kavgaya daha sıkı atılmasını sağlıyordu. Bu sefer 1200 işçinin çalıştığı Eyüp'deki Gıslaved Lastik Fabrikası'na girdi. Bir komünist olan Mehmet yoldaş, bu emperyalist tekelin işverenine ve sosyal-faşist sendika ağalarına olan mücadelesini sürdürdü. Bu sefer sınıf bilinçli Gıslaved işçileri de onunla idi. Elbetteki en ufak bir ışık hüzmesinden korkan sömürücüler onu ve birkaç devrimci işçiyi işten çıkardı. Bu sefer Mehmet yoldaş Topçular'da bir madeni eşya fabrikasına girdi.
Mehmet yoldaş, evli ve iki kız çocuğu babasıydı. Köyüne dönüp ailesini yanına almayı planlıyordu. Son dönemlerde çalıştığı yerden de çıkmış, profesyonel devrimci mücadeleye atılmaya karar vermişti. İşte bu şartlarda 1 Mayıs'a yaklaşılıyordu.
Türkiye'de proleter devrimcilerin yazdığı sınıf mücadelesi tarihi hep saklanmaya çalışıldı. Yerine sosyal-faşistlerin yalan tarihi geçirildi. Bu yalanlarından birine göre ilk 1 Mayıs şehitleri 1 Mayıs 1977 Katliamı'nda verildi. Oysa Türkiye işçi sınıfının gerçek, kanla yazılan tarihi daha farklıydı.
1 Mayıs 1976 etkinliklerinde devrimciler de oradaydı. Hem de onlar, DİSK'in revizyonist şeflerinin ve İGD'li beslemelerin tüm düşmanlık siyasetine rağmen alana girmiş ve işçilerle hemen kaynaşmıştı. Bu etkinliklerde bir komünist çok göze çarpıyordu, ismi Mehmet Kocadağ'dı. Böylesi bir komünistin yaşaması hakim sömürücü sınıfların işine gelmezdi. Bu yüzden alçakça bir plan tezgahlandı...
Etkinlikler bitip kitleler dağılmaya başladığında bir grup arkadaş Kasımpaşa istikametinden Hasköy ve Okmeydanı'na kestirmeden gitti. Bir süre sonra Mehmet yoldaş gruptan evine gitmek üzerine ayrılınca, kendisini takip eden faşist cinayet şebekelerince kaçırılıp katledildi.
Ertesi gün (2 Mayıs) sabah saatlerinde gece bekçileri onu arkadaşları ile ayrıldığı yerden ters tarafta, Kasımpaşa'da Bostanlar mevkiinde tonoz denilen yerde buldu. Boğazı kesilmiş olan Mehmet yoldaşın vücudunun çeşitli yerlerinde 17 bıçak yarası vardı.
Arkadaşları, alınan ifadelerinde Mehmet'in Kasımpaşa'da yapacak hiçbir işinin olmadığı, dolayısıyla da onu oraya bırakanların öldürüp bıraktıklarını açığa çıkardılar. Öldürüldüğü yerde ne bir delil, ne de kan vardı. Devlet sahte bir soruşturma yaptı lakin gerçekten suçlu olan kimseyi tutuklamadı.
Akrabaları cinayet sonrası Mehmet'in Kasımpaşa'da iki diğer kişiyle birlikte daha yaşadığını, öldürüldükten sonra bu iki kişinin de kayıp olduğunu belirttiler.
Yoldaşları Mehmet'in anısına yaraşır şekilde ona veda ettiler. Cenazesi, fabrikadaki işçi arkadaşları ve birçok devrimci-komünist tarafından sahiplenildi ve ona yaraşır bir şekilde düzenlenip morgdan Sirkeci'ye kadar işçi ve devrimci yoldaşlarının omuzlarında taşındı. Cenazesinde konuşan yeğeni Ahmet Kocadağ, Mehmet'in katilinin iktidar olduğunu açıkça söyledi. "Katil iktidar" "Mehmetler ölmez" "İşçiler birleşin" sloganları atıldı, "Bütün ülkelerin işçileri ve ezilen halklar birleşin" afişi ardında yürüyen işçiler, devrimci andı içip saygı duruşunda bulunduktan sonra Mehmet'i memleketine yolcu ettiler.
Mehmet Kocadağ'ın cenazesi (Kaynak: Milliyet)
Mehmet Kocadağ'ın cenazesi (Kaynak: Cumhuriyet)
Ölümü ardından gelen tepkiler sonucu dönemin CHP Muş Milletvekili Tekin İleri Dikmen, Demirel'e açık mektup yazıp cinayetten onu suçladı.
O 1974'te faşist diktatörlüğün mahkemelerinde söylenen "önderimiz İbrahim Kaypakkaya yoldaşın çizgisi artık kitlelere mal olmuştur ve bu devrim ateşiyle yoğrulup daha nice İbrahim Kaypakkayalar yaratacaktır" sözünün boş olmadığını önderi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın çizdiği ihtilalin kızıl ışıklı yolundan yürüdüğü için kontra çetelerince katledilirken kanıtladı ama onu katledenlere inat o ölmedi, 1 Mayıs'ı kanıyla var ederek ölümsüzleşti. Bizler biliyoruz ki Mehmet yoldaşımızın akan kanları boşa akmadı, onun ve daha nicelerinin akan kanlarıyla oluşan bu kan denizinin ufkundan kızıl bir güneş doğacak.
"Kocadağ'ım dağlar bizim
Dağlarda iktidar bizim
İşçi-Köylü Ordusu'yuz
Önderimiz İbo bizim"
(Garip Şahin)
- Kahrolsun komprador patron-ağa düzeni!
- Yaşasın Marksizm-Leninizm-Maoizm!
- Mehmetler ölmez!
Kaynaklar
Kitapçık:
- "1 Mayıs Şehidimiz MEHMET KOCADAĞ YOLDAŞ MÜCADELEMİZDE YAŞIYOR". içinde: "Yaşasın Dünya İşçi Sınıfının Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü 1 MAYIS". Partizan Yayınları (No.: 12.). 20 Nisan 1980. Sayfalar: 44-46.
Dergi:
- "MEHMET KOCADAĞ YOLDAŞ'ı anıyoruz". Halkın Birliği. 12 Mayıs 1977. Yıl: 1. Sayı: 8. Sayfa: 15.
- "MEHMET KOCADAĞ YOLDAŞ'ı anıyoruz". Halkın Birliği. 25 Nisan 1978. Yıl: 2. Sayı: 33. Sayfa: 14.
Gazeteler:
- "Kasımpaşa'da ölü olarak bulunan ve siyasal bir cinayete kurban gittiği belirtilen işçinin cenazesi törenle köyüne gönderildi". Cumhuriyet. 5 Mayıs 1976. Sayfalar: 1, 9.
- "1 mayısta ölü bulunan işçinin cenazesi Varto'ya yollandı". Milliyet. 5 Mayıs 1976. Sayfalar: 1, 12.
Anlatı:
- "1 Mayıs ve farklı bir dünya özlemi" (30 Nisan 2018). Aslan, Hasan Hayri.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder